Aşırı Uyaran Çağında Çocukluk

Aşırı Uyaran Çağında Çocukluk

Çocuk
Psikoloji
Dijital
Uyaran
Gelişim
Ebeveynlik
14 Ekim 2025

Yapılan araştırmalara göre insanlar günde binden fazla reklama, yani reklamların yarattığı uyarana maruz kalıyor. Peki bu reklam şirketleri için neden önemli? Çünkü uyaran, insanın dış dünyayla kurduğu bağlantıdır. Bir şeyin dikkat çekmesi, merak uyandırması, öğrenilmesi ve içe alınması bir canlanma halidir.

Aslında bunun başlangıcı, bebeğin anneden aldığı uyaranlarla anneyi fark etmesinde yatar. Bebek, annesinin sunduklarını içe alarak canlanır ve hayata adım atabilir.

Buraya kadar her şey güzel. Ama düşünelim, tok olmasına rağmen sürekli emzirilmeye çalışılan ya da uyuduğu halde üzerine ninni söylenmeye devam edilen bir bebek nasıl hissederdi?

Bir bebeğe ihtiyacından az ya da fazla uyaran vermek, her iki durumda da bir ihlaldir. Kapasitesinden fazlasını vermek, onu yok etmek gibidir.

Gizil Dönem ve Önemi

Bebeklikten ilkokul çağına kadar çocuk, uyaranlar ve dürtüleriyle yaşar: açlık, tokluk, sevgi, bakım… Ama bir dönem gelir ki (genellikle okul çağına denk düşer), buna gizil dönem deriz. Çocuk artık dürtülerini bastırabilir, öğrenmeye yönelir. Merak eder, ezberler, içe aldıklarını işler. Bu dönemin en önemli özelliği, işleyebilme kapasitesinin açılmasıdır. Artık sadece doyum değil, entelektüellikten, öğrenmekten de zevk alır. Haz ve dürtüsel yaşam bir süreliğine geri çekilir.

Dijital Çağda Gizil Dönemin Kaybolması

Fakat bugün şu soruyu sormalıyız. Dijital çağda gizil dönem evrenselliğini ve varlığını kaybediyor mu? Sanırım çocuklar gizil dönemi yaşamadan, doğrudan dürtüsel bir yığın halinde ergenliğe geçiyor olabilirler.

Yoğun çalışma tempoları, gece ve gündüzün aynı hale gelmesi, yalnızlığın olumsuz bir şeymiş gibi sürekli vurgulanması… Hepsi bu süreci besliyor.

Binlerce reklam, ışık, görsel ve bildirimle kuşatılan bir insan, işleyemediği uyaranlar arasında sadece ham dürtülerle yaşamaya başlar. Bu, aslında gizil dönem yaşamadan bebeklik ve çocukluk döneminin devam etmesi gibidir:

  • Haz odaklı yaşam
  • Erteleme kapasitesi olmayan davranışlar
  • İstediğini hemen isteyen yaklaşım
  • Simgeleştiremeyen, temsili olmayan düşünce
  • Geleceğe yatırım yapamayan bir varlık…

Frontal Lobun İşlevlerinin Ketlenmesi

Bu tablo, frontal lobun işlevlerini ketler. Düşünme kapasitesi küçülür, anlık yaşantılara sıkışılır. Sonuçta da çocuksu bağımlılık gelişir. Her istediğine hemen ulaşma arzusu, insanı en erişilebilir nesneye bağımlı hale getirir. Burada akla gelen ilk şey ekran.

Ne Yapılabilir?

Bugün dışarı çıktığımızda binlerce ışık, reklam, uyarı görüyoruz. Bu kadar fazlalığın içinde düşünme yetisinin hayatta kalması neredeyse imkânsız. İşte bu yüzden hem kendimizi hem de yakınlarımızı aşırı uyarandan korumamız gerekir.

Öneriler:

  • Çocuğunuza ve kendinize küçük boşluklar bırakın
  • Sıkılmasına izin verin
  • Ekranları sınırlayın
  • Uyaranı azaltın

Çünkü sıkılabilmek, düşünmeyi besler.


Kli.Psk Halil İbrahim YALÇIN - Genç ve Yetişkin Psikoterapisti

Yazar Hakkında

Halil İbrahim YALÇIN

Halil İbrahim YALÇIN

Kli.Psk - Genç ve Yetişkin Psikoterapisti

Lisans eğitimimi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde tamamladım ve yüksek lisansımı 'Göçmen ve Mültecilerde Tutunmak ve Kapsamak' başlıklı uzmanlık tezimi yazarak Klinik Psikoloji alanında bitirerek klinik psikolog unvanını aldım. Lisans yıllarımda Psiart topluluğunun kuruluşunda aktif rol alıp travma sonrası destek projeleri geliştirdim; aynı zamanda yerel yönetimlerde bireysel ve grup terapileri yürüttüm. Meslek hayatıma özel bir eğitim kurumunda psikolog ve yönetici olarak başlayıp rehberlik servislerinin etkinliğini artırmaya çalıştım; ardından WHO ve UNHCR gibi uluslararası kuruluşlarda sığınmacı ve mültecilere, özellikle 'kayıp ve yas' temalarına odaklanarak bireysel ve grup destekleri sundum. Sağlık Bakanlığı'na bağlı toplum ruh sağlığı merkezlerinde klinisyen olarak danışmanlık ve seminerler verdikten sonra bağımsız çalışmaya geçtim ve şu anda sınav kaygısı yaşayan öğrenci ve ailelerine destek amaçlı 'Geleceğe Destek Projesi'ni ekibimle yürütüyorum. Ayrıca Berkeley Üniversitesi'nde gençlik entegrasyonu ve eğitim tasarımı programına kabul edildim ve eğitimime devam ediyorum. Şu anki özel ofisimde ise psikanalitik yaklaşım çerçevesinde danışmanlık hizmetlerimi sürdürüyorum.